Gaza, uzun yıllardır süregelen çatışmalar ve insani krizler nedeniyle ağır bir yük altında. Son günlerde bu durumun etkileri, sağlık hizmetleri üzerinde daha da belirgin hale geldi. Gazzeli doktorlar, özellikle yenidoğan bakımında ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Kısıtlı kaynaklar ve artan hasta sayısı, sağlık çalışanlarını çaresiz bırakırken, “birden fazla bebek aynı kuvözde” ifadesi, bu durumun ne denli kritik olduğunu açıkça gözler önüne seriyor.
Gaza'daki sağlık sistemi, yıllardır süren çatışmalar ve abluka nedeniyle ciddi bir çöküş sürecine girmiş durumda. Doktorlar, sınırlı tıbbi malzemelere, ilaçlara ve ekipmana ulaşımda büyük zorluklar yaşıyor. Bu durum, hastanelerde yoğun bakım gerektiren birçok bebeğin tedavisini olumsuz etkiliyor. Özellikle kuvöz ihtiyacı olan yenidoğanlar için yeterli alan ve ekipman bulunamıyor. Hekimler, bu zor şartlarda, birden fazla bebeği tek bir kuvözde tedavi etmek zorunda kalıyor. Bu durum, hem bebekler hem de aileleri için son derece tehlikeli. Elizabeth, Gazzeli bir çocuk doktoru olarak durumu şöyle özetliyor: “Artık her gün, birden fazla bebeğimize aynı anda bakmak zorunda kalıyoruz ve bu, onları daha fazla riske atıyor.”
Bebeklerin sağlığına yönelik en büyük tehdit, enfeksiyon riskinin artması. Tek bir kuvözde birden fazla bebek bulunması, enfeksiyonların hızla yayılmasına ve ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Gazzeli hekimler, uluslararası kuruluşlardan acil yardım çağrısı yapıyor; ancak bu yardımlar çoğu zaman gerekli hızda ulaşmıyor. Ayrıca, çatışmaların ve kısıtlamaların getirdiği belirsizlik, mali kaynakların azalmasına ve sağlık hizmetlerinin daha da kötüleşmesine neden oluyor.
Gaza'daki sağlık krizinin çözülmesi için yerel ve uluslararası düzeyde acil çözümler gerekiyor. Birçok doktor, uluslararası insani yardım kuruluşlarının daha hızlı ve etkin bir şekilde devreye girmesi gerektiğini vurguluyor. Birçok çocuk doktoru, "Sadece bebekler için değil, tüm hasta grupları için sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi elzemdir” diyor. Ebeveynler ise, çocuklarının sağlığı için çaresiz bir şekilde beklemek zorunda kalıyorlar. Bu durum, ailelerin ruh sağlığını da olumsuz etkiliyor.
Gazzeli doktorlar ve sağlık çalışanları, sadece maddi değil, aynı zamanda psikolojik destek ihtiyacı da taşıyor. Uzun saatler süren vardiyalar ve yaşanan duygusal travmalar, sağlık çalışanlarının performansını etkiliyor. Bu durum, çocukların tedavi sürecini daha da zorlaştırıyor. Yerel halk, sağlık sisteminin güncel ihtiyaçlarına karşı duyarlı olmayı ve dünya genelinde dayanışmayı artırmayı hedefliyor.
Sonuç olarak, Gazzeli doktorlar, bebeklerinin yaşam mücadelesinde yalnız kalmaktan endişe ediyor. “Bebeklerin kurtulması için her türlü çabayı harcıyoruz, ama bu yeterli olmuyor” diyen doktorlar, uluslararası toplumdan acil destek talep ediyor. Bebeklerin hayatta kalma şansını artırmak için daha fazla kaynağa ve tıbbi imkanlara ihtiyaç var. Gazzeli bebeklerin geleceği, sadece yerel sağlık çalışanlarının çabalarıyla değil, aynı zamanda uluslararası dayanışma ile şekillenecek.