Erzincan'da meydana gelen 5.3 büyüklüğündeki deprem, ulusal ve uluslararası ölçekte büyük bir güvenlik alarmı oluşturdu. Depremin hemen ardından, yaşanan olayın etkileri konusunda jeolog ve deprem uzmanı Naci Görür, önemli açıklamalarda bulundu. Görür, geleneksel depremlerin ötesinde, gelecekte yaşanabilecek depremler hakkında da uyarılarda bulundu. Bu tür açıklamalar, hem bölge halkının hem de Türkiye'deki genel kamuoyunun dikkatini bir kez daha depremin etkileri ve hazırlık seviyeleri üzerine çekti.
Erzincan'ın seismik olarak aktif bir bölge olduğu bilinmektedir. Ancak 5.3 büyüklüğündeki bu deprem, bölgedeki risklerin yeniden gözden geçirilmesine vesile oldu. Naci Görür, deprem sonrası değerlendirmelerinde, böyle bir büyüklükteki depremin, özellikle de Erzincan gibi bir şehirde büyük hasara yol açabileceğini belirtti. Depremin yıkıcı etkilerinin sadece fiziksel hasarlarla sınırlı kalmayacağını, aynı zamanda psikolojik ve sosyal çalkantılara da neden olabileceğini vurguladı.
Bu bağlamda, Naci Görür, deprem öncesi hazırlıkların önemine dikkat çekti. “Bu tür olaylar, her an bizi etkileyebilir. Hiç beklenmedik bir anda meydana gelen depremlere karşı hazırlıklı olmalıyız” dedi. Görür, özellikle halkın eğitilmesi ve bilinçlendirilmesinin kritik bir adım olduğunu en üst düzeyde dile getirdi. Geçmişte yaşanan büyük depremlerin ardından yapılan araştırmaların, bu tür afetlerin önlenemeyeceğini ancak etkilerinin azaltılabileceğini gösterdiğini ifade etti.
Deprem uzmanı Naci Görür, gelecekteki depremler hakkında da çeşitli senaryolar ortaya koyarak, yetkililerin ve halkın bilgilendirilmesinin önemine işaret etti. Özellikle, yarı büyüklükteki depremlerin, büyük depremlerin habercisi olabileceğini belirten Görür, “Bu koşullarda, acil durum planlarının oluşturulması, afet tatbikatlarının gerçekleştirilmesi ve binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi elzemdir” şeklinde konuştu.
Görür, en çok kayıpların yaşandığı anın, depremin hemen ardından yapısal hasarların kontrol altına alınmadığı dönem olduğunu ifade etti. “Yapılarımızın depreme dayanıklı olup olmadığını kesin olarak bilmiyoruz. Bu durumda, depremin hemen ardından müteahhitlerin ve hasar tespit ekiplerinin hızlı bir şekilde devreye girmesi şart” dedi. Bunun yanında halkın bilinçlendirilmesi için en acil temelin eğitim olduğunu vurgulayarak, okullarda ve yerel yönetimlerde deprem konusunun sıkça işlenmesi gerektiğini de belirtti.
Naci Görür, ayrıca şu bilgileri paylaştı: “Erzincan’ı saran aktif fay hatları, her an yeni bir deprem mümkün kılabiliyor. Bu nedenle, vatandaşlar ve yerel yönetimlerin sürekli tetikte olmaları ve gerekli hazırlıkları yapmaları gerekiyor.” Bu noktada, her türlü ihbarın dikkate alınması gerektiği konusunda da ısrarcı oldu. Deprem sonrası yaşanan duygusal ve psikolojik etkilerin de göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Görür, “Halkın bu tür durumlarla baş edebilmesi için hem bireysel hem de toplumsal dayanışma şart” ifadeleriyle düşüncelerini tamamladı.
Sonuç olarak, Erzincan’daki deprem, hem bölge hem de ülke genelinde deprem bilincinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini bir kez daha hatırlattı. Naci Görür’ün çağrıları, sadece bir uyarı değil; aynı zamanda toplumun bilinçlenmesi ve gelecekteki risklerin en aza indirilmesi için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmeli. Deprem riskinin artarak devam ettiği bir ortamda, hazırlıklı ve bilinçli bir topluma duyulan ihtiyaç her zamankinden daha fazla.