Beykoz, İstanbul'un yeşil dokusu ve tarihi ile bilinen önemli ilçelerinden biri olarak, son günlerde yaşanan şok edici bir gelişmeyle gündeme geldi. Beykoz Belediye Başkanı Alaattin Köseler, Whatsapp üzerinden gerçekleştirilen ihale yazışmaları nedeniyle görevden uzaklaştırıldı. Bu olay, yerel yönetimlerin şeffaflığı ve kamu kaynaklarının yönetimi konularında ciddi tartışmalara yol açtı. Peki, bu yazışmalar nelerdi? Nasıl bir süreç yaşandı? Bu yazımızda, konunun detaylarını inceliyoruz.
Alaattin Köseler, 2019 yerel seçimlerinde Beykoz Belediye Başkanı olarak göreve gelmişti. Görev süresi boyunca çeşitli projelerle adından bahsettiren Köseler, son dönemde bazı ihale süreçlerinin şeffaflığı ile ilgili eleştiriler almaya başlamıştı. Geçtiğimiz günlerde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yaptığı ihalelerin bazılarına ilişkin Whatsapp üzerinden yaptığı yazışmalar üzerine soruşturma başlattı. Yazışmalarda, belirtilen ihalelerle ilgili müteahhitlerle olan iletişim ve karar alma süreçleri sorgulanmaya başladı. Bu durum, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve Köseler’in görevden alınmasının önünü açtı.
Yapılan incelemelerde Whatsapp yazışmalarının içeriği, izinsiz ödeme talepleri, manipüle edilmiş ihale süreçleri ve çeşitli yolsuzluk iddialarını kapsıyordu. İddialara göre, Köseler’in bazı ihalelerde belirli müteahhitlere avantaj sağladığı ve sözleşme sürecinde usulsüzlükler yaptığı ortaya konulmuştu. Bu yazışmalar, yerel yönetim uygulamalarına dair ciddi sorunları gündeme getirdi ve kamu kaynaklarının nasıl yönetildiği meselesini tekrar tartışılır hale getirdi.
Beykoz Belediyesi'ndeki bu olumsuz gelişmeler, sadece yerel değil, ülke genelinde de yankı buldu. Yerel yönetimin şeffaflığı, hesap verebilirliği ve kamu kaynaklarına yönelik yapılan harcamaların denetimi konuları yeniden değerlendirilmeye başlandı. Güvenilir yönetim anlayışının önemine dikkat çeken uzmanlar, benzer olayların önlenmesi için daha sıkı denetim mekanizmalarının kurulması gerektiğini vurguladı.
Alaattin Köseler, olayla ilgili kamuoyuna bir açıklama yaparak, suçlamaların asılsız olduğunu ve hukukun kendisini aklayacağını ifade etti. Ancak, bu açıklamalar kamuoyunun güvenini sağlamakta yetersiz kaldı ve Beykozlu vatandaşlar arasında büyük bir endişe yarattı. Belediye yönetimi ve Büyükşehir Belediyesi bu süreçte ne gibi adımlar atacak? Önümüzdeki günlerde bu soruların yanıtları netleşecek gibi görünüyor.
Bu olay, siyasi arenada da büyük bir sarsıntıya yol açtı. Beykoz'u temsil eden siyasi partilerin liderleri, yaşanan gelişmelere ilişkin yaptıkları açıklamalarda, yolsuzluk iddialarının asla tolerans gösterilmeyeceğinin altını çizdi. Ali Köseler’in görevden alınması, İstanbul’da yerel yönetimlerin işleyişine dair eleştirilerin artmasına neden oldu. Kentteki diğer belediyelerin de benzer sorunlar yaşamaması için gerekli önlemler alınmalı.
Sorunun başka bir yönü de, Beykoz'un yerel halkında oluşturduğu güvensizlik ve hayal kırıklığı. Seçimlerden sonra umuduyla oy verdikleri belediyenin adının bu şekilde anılması, birçok seçmeni hayal kırıklığına uğrattı. Beykoz'un geleceği açısından kritik bir dönemeçte olan bu siyasi olayı hep birlikte izlemeye devam edeceğiz. Yaşanan bu gelişmeler, kamuoyunun yerel yönetimlere karşı olan güvenini sarsarken, aynı zamanda yolsuzluk iddialarının üstünün örtülmemesi adına da büyük önem taşıyor.
Önümüzdeki günlerde, Beykoz Belediye Başkanına yönelik yapılacak soruşturmanın sonuçları ve alınacak yeni kararlar merakla bekleniyor. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve adalet gibi değerlerin ön planda olduğu bir yerel yönetim anlayışı için gerekli çalışmaların yapılacağına dair umudumuz devam ediyor. Beykoz, güzel yarınlara sağlıklı bir şekilde ulaşabilmek için bu tür olayların üstesinden gelebilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, Alaattin Köseler’in görevden uzaklaştırılması, yerel yönetimlerdeki yolsuzluk algısını ve denetim eksikliklerini tekrar gözler önüne serdi. Bu tür olayların tekrarlanmaması adına; belediyelerde şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerinin benimsenmesi, her vatandaşın hakkı.