Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2023 yılındaki makroekonomik hedefler ve değişen ekonomik koşullar doğrultusunda, Kamu Kredi Modeli (KKM) üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Ülkemizin ekonomik dinamiklerini güçlendirmek ve uluslararası piyasalarda rekabet gücünü artırmak adına gerçekleştirilen KKM uygulamalarının kapsamı ve etkileri üzerine yapılan değerlendirmeler, yatırımcılar ve ekonomi uzmanları tarafından büyük bir dikkatle takip ediliyor. Şimşek, KKM'nin sağladığı faydalar ve olası dezavantajlar üzerinde durarak, sürdürülebilir bir mali istikrar sağlamanın yollarını anlatmayı amaçladı.
Bakan Şimşek, yaptığı açıklamada, KKM uygulamalarının bir dizi yenilikçi yaklaşım ve politika ile desteklendiğini belirtti. KKM'nin temel amacının, ekonomik büyümeyi teşvik etmek, finansal istikrarı sağlamak ve yatırımcıların güvenini artırmak olduğunu vurguladı. Geçtiğimiz yıllarda, KKM'nin uygulanması sayesinde ülkenin döviz kuru baskısının hafiflediğini ve yerel para biriminin değer kazanma eğilimine girdiğini belirtmekte fayda var. Bu süreçte, KKM uygulamalarının, hem bireysel tasarruf sahiplerine hem de işletmelere sağladığı avantajlar dikkat çekici. Bakan, KKM'nin, yatırımcılara sunduğu cazip getiri oranları ile tasarrufların yurt içindeki yatırımlar yönünde yeniden yönlendirilmesine katkı sağladığını ifade etti.
Bakan Şimşek, KKM'nin gelecekteki yönelimleri üzerine de detaylı bilgiler paylaştı. Altyapı projeleri, yeşil enerji yatırımları ve teknoloji odaklı girişimler gibi stratejik alanlara KKM kaynaklarının yönlendirilmesinin planlandığını dile getirdi. Bu bağlamda, uluslararası standartlara uygun bir kredi modeli oluşturma amacında olduklarını ve bu modelin, ülkenin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine de katkıda bulunacağını belirtti. Hükümetin KKM'yi destekleyecek çeşitli teşvik ve destek mekanizmalarını devreye almayı düşündüğüne de işaret eden Şimşek, bu sayede hem yatırım ortamının iyileşeceğini hem de ekonomik büyümenin hız kazanacağını iddia etti.
Kamuoyunu bilgilendiren Bakan, KKM'nin getirdiği avantajlarla birlikte dikkat edilmesi gereken risklere de değindi. Tedarik zinciri sorunları, piyasa dalgalanmaları ve uluslararası ekonomik belirsizlikler gibi faktörlerin, KKM uygulamalarını etkileyebileceğini söyledi. Bu durumun, proaktif bir yaklaşım gerektirdiğinin altını çizen Şimşek, alınacak önlemlerin ve atılacak adımların son derece kritik olduğunu vurguladı. Ekonomik dengeleri gözeterek ilerlemenin, hem yerel hem de uluslararası düzeyde güveni inşa etmek için şart olduğuna da dikkat çekti.
Son olarak, Bakan Şimşek, ekonominin her geçen gün daha fazla dinamikle şekillendiğini ve stratejik kararların bu dinamiklere göre alınmasının önem arz ettiğini dile getirerek, KKM'nin yalnızca bir mali araç değil, aynı zamanda daha iyi bir gelecek yaratmak için bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.